Poetikhars Wiki
Advertisement
Nuvola apps important Bu makale taslak halindedir.
  • Bu makalenin Madde Taslakları altında yer almasına özen gösteriniz.
  • Güncel bir madde olarak kaydetmeden önce lütfen Taslak: olmaktan çıkartınız ({{Taslak}} kısmını siliniz).
Bilgiler eksik ve/veya yetersiz Bu maddedeki bilgilerin eksik ve/veya yetersiz olduğu yönünde kuşkular bulunmaktadır.
Konuyla ilgili tartışma için maddenin tartışma sayfasına lütfen bakınız.
Maddeyi geliştirerek ya da konuyla ilgili tartışmaya katılarak PoetikharsWiki'ye katkıda bulunabilirsiniz.


Jean François Lyotard

(10 Ağustos 1924, Versailles - 21 Nisan 1998, Paris)

Hayatı[]

Alıntılar[]

Lyotard

J. F. Lyotard kaynak

Postmodernizm Nedir Sorusuna Bir Cevap[1]

Bir Talep[2]

Bir gevşeme, vazgeçme dönemindeyiz. Zamanın renginden söz ediyorum. Sanatlarda ve diğer alanlarda denemeleri, deneyleri durdurmak için dört bir taraftan sıkıştırılıyoruz. Gerçekçilik akımlarını yücelten ve yeni bir özelliğin ortaya çıkmasından yana olan bir sanat tarihçisini okudum. Resim piyasasında "Transavangardizm"i yayıp satan bir sanat eleştirmenini okudum. Mimarların, postmodernizm adı altında, Bauhaus projesinden yakayı sıyırmakta olduklarını okudum: İşlevcilik banyosundan sonra, su ile birlikte bebeği deneyi de döküyorlar. Bir yeni filozofun, komik bir adlandırmayla yahudi-hristiyanizmi dediği keşfini ve bununla, bugüne kadar hüküm sürmesini sağladığımız inançsızlığa bir son vermek istediğini okudum. Haftalık bir Fransız dergisinde "Mile Plateaux [3] pek memnun kalmadığını okudum: Özellikle insan bir felsefe kitabı okuduğunda, bir parça anlamla ödüllendirilse, hiç de fena olmazmış! Ağır top bir tarihçinin kaleminden, 60'lı, 70'li yılların yazar ve düşünürlerinin, dil kullanımında terörü hâkim kıldıklarını okudum: Oysa verimli bir tartışmanın koşulları yeniden inşa edilmeliymiş. Bunun için de entelektüellere ortak bir konuşma biçimi, tarihçilerin konuşma biçimi empoze edilmeliymiş. Belçikalı genç bir dil filozofunu okudum: Konuşan makinelerin meydan okuması karşısında, kıta düşüncesinin, gerçeklik kaygısını bu makinelere terk ettiğine; göndermelere dayalı (référentiel) bir paradigmanın yerine, dile gönderen (adlinguistique bir paradigmayı (sözler üstüne söz söyleme, yazılar üstüne yazma, metinlerarasılık yerleştirdiğine inanıyor ve bundan da yakınıyordu. Dil yeniden sağlam bir şekilde, göndergenin rotasına yerleştirilmeliymiş. Yetenekli bir tiyatro bilimciyi okudum. Fantezi ve oyunlarıyla postmodernizmin, iktidar karşısında hele iktidarın, kaygılı bir kamuoyu tarafından, nükller savaş tehlikesi karşısında totaliter bir göz açtırmama politikası izlemeye yüreklendirdiği bir dönemde fazla bir ağırlığı olmadığını yazıyordu.

Yeni-muhafazakârlar dediği kimselere karşı modernliğin savunmasını üstlenen meşhur bir feylesof okudum. Bunların, postmodernizm bayrağı altında, tamamlanmadan kalmış modern projeden Aydınlanma Projesi'nden kurtulmayı istediklerine inanıyor. Ona kalırsa, Aufklörung'un (Aydınlanma Popper ve Adorno gibi son partizanları bile, projeyi ancak hayatın özel birtakım alanlarında savunabilmişler: The Open Society'nin (Açık Toplum) yazarı politika, Aesthetische Tehorie'nin (Estetik Kuram yazarı da sanat alanında... Modernlik eğer başarısız olduysa, bu, Jürgen Habermas'a göre (o olduğunu çıkarmışsındır), hayatın bütünlüğünü, uzmanların kesin yetkisine terk edilmiş uzmanlık alanlarında parçalanmaya bırakmasındandır. Bu parçalanma sürecinde, somut birey ise "yüceliğini yitirmiş anlam" ve "yapısızlaşmış biçim"i, bir özgürleşme olarak değil, Baudlaire'in yüzyıl önce sözünü ettiği o devasa can sıkıntısı tonunda yaşamaktadır.

Filozofumuz, Albrecht Wellmer2in bir saptamasını izleyerek, kültürün parçalanması ve hayattan kopmasına karşı çarenin, ancak estetik yaşantının statüsünde bir değişime gidilerek bulunabileceğini düşünüyor. Söz konusu "değişiklik, estetik yaşantının artık başlıca ifadesini beğeni yargılarında bulmayıp, hayatın tarihi nit konumunu incelemekte kullanılmasını" yani "varolmanın sorunlarıyla ilişkilendirilmesini" içeriyor. Böylelikle bu yaşantı, estetik eleştirininkinden farklı bir dil oyununa katılacak; bilişsel (cognitive) girişimlere ve değerlere ilişkin beklentilere müdahale edecek ve bu farklı anların (moment) karşılıklı gönderme biçimine değiştirecektir. Netice itibariyle Habermas2ın sanatlardan ve sağladıkları yaşantıdan talep ettiği, , bilginin, etiğin ve politikanın söylemlerini ayıran uçurumun üzerine bir köprü atmak, bir yaşantı birliğini sağlayacak bir yol açmalarıdır.

Benim sorum, Habermas'ın nasıl bir birlik tasarladığı. Modern projenin izlenmesiyle amaçlanan, gündelik hayatın ve düşüncenin tüm öğelerinin, organik bir bütünde olduğu gibi, sinesinde yerlerini bulacakları sosyokültürel bir birliğin oluşumu mu? Yoksa bilgi, etik ve politikanın heterojen dil oyunları arasında açılması öngörülen geçitin kendisi de, bunlarla aynı düzeyde yer alan, diğer bir dil oyunu mu? Ve eğer böyleyse, nasıl olup da, bunların etkin bir sentezini gerçekleştirebilecek?

Hegelci bir ilhama dayanan birinci hipotez: diyalektik olarak bütünleştiren bir yaşantı" nosyonunu sorgulamıyor. İkinci hipotez, "Yargıgücünün Eleştirisi"nin ruhuna daha yakın, ama tıpkı onun gibi, postmodernliğin, Aydınlanma düşüncesine, tarihin birleştirici bir ereği ve bir öznesi olduğu fikirlerine dayattığı, zorlu sorgulamadan geçmek zorunda. Sadece Wittgenstein ve Adorno değil, ama profesör Habermas tarafından okuma onuruna erişemeyerek, hiç değilse yeni muhafazkârlar diye kırık not almaktan yakayı sıyırabilen Fransız ya da Fransız olmayan birtakım düşünürler de, işte bu sorgulamanın öncülüğünü yapıyorlar.

Kaynakça[]

  1. Le Postmoderne explique aux enfants; ed. galileé, 1986, Paris
  2. http://www.pandora.com.tr/urun.aspx?id=6729 s. 45-46-47
  3. Deleuze/Guattari'nin kitapları

Ayrıca bkz.[]

Advertisement