Poetikhars Wiki
Advertisement

Zinhar dergisinin matbu olarak yayınlanmış ilk sayısında, derginin kısa sunuş yazısı olarak Serkan Işın tarafından yazılmıştır.

Sunuş yazısı tam metin[]

"Zinhar zindandaki bahardır". Belki böyle söylenebilir ve yazılıp, unutulabilirdi. Tıpkı unutulabilen diğer yazılmış şeyler gibi; kitapla satırlar, gizli günlükler, aşk mektupları, faturalar, çekler, senetler gibi. Reklam panoları, biletler, ihaleler, bonolar, itirafnameler, tıpkı üzeri yazılı banknotlar gibi.

Bunların hepsi metin olmuş insanların, metin olmayanlara karşı ellerinde tuttukları tahaahütlerdir.

Ne bir "günümüz" düşüncesi ne de "eskiden insanlar haklarını talep etmek için dağlara çıkarlardı" mızmızlanması: Sözün alanı içinden yazının alanına bir biografi, sağlam, utanılmayacak derecede samimi bir biografinin şiiri. Öne çıkmak ya da geri durmak? Mekan/Zaman tasarımlarının Tarih'e karıştığı (kelimenin gerçek anlamında karıştığı) bir anda herhangi bir tespit mümkün değildir.

Şair, bizden önce ayrıcalıklarını insan adına, insandan aldı, insan için kullanabildi mi? Artık şiirden alacak. Almasa da ne yapacak zaten, elinde şiirden başka birşey de kalmadı!

İnsansız coğrafyalar, insansız bir zaman akışı mümkündür belki ama metin olmadan bunların hiç biri bilinemez, sezilir ve kuşaklarca baskıcı araçlar olarak kullanılır. Metni yazan şairdir, şairin tutunduğu coğrafyada Zaman akar, Zaman'ın aktığı coğrafyalarda şairler yetişir, serpilir, birbirlerinin tarlalarından tohum alıp verirler, melezleşir kuşaklar. Şairlerin yetiştiği yerde söz güvendedir, beyaz kağıtta ya da üzerine yazılabilir herhangi bir mecra ile taşınır, kağıt dışındaki imkanlar henüz yeterince denenmemiştir bizim için. Şairin biografisi, yaşamı, mizacı söze kuluçka olur, rahim olur, metin olur.

Zinhar, çoğu kez şiirin bahar harı ile çatırdattığı zarın altında duran çerçöpün uzamıdır. Hangi ağaçtan getilirdikleri pek farketmeyebilirdi bu çalıların, otların, ama yumurtayı koruduklarına göre, seçilmiş olmaları, belirlenmiş olmaları, özel olmaları gerekmekte. İzleri sürülmeli, yolları bulunmalı, söz gibi uçucu olmadıklarına göre, izleri bulunacaktır:

bulunmak için oradadırlar hep

–Serkan Işın, Sayı 1, 2004

Advertisement